Bu yazımda 2016 yılı tatil izlenimlerimi paylaşırken Amalfi Kıyılarının en güzel - en popüler yerlerini birlikte dolaşıyoruz sizlerle. Haydi, başlasın Güney İtalya yolculuğumuz👯👯👯 Sorrento' nun 15 kilometre uzağında, Campania bölgesinde, Castellammare' de bulunan otelimiz Hotel Villa Cimino' ya vardığımızda saat gecenin bir vaktiydi.
Odaya girdiğimde gördüğüm manzara gerçekten de görülmeye değerdi. Odanın bir duvarı boydan boya camdı ve manzara süperdi. Öyle ki; yattığım yerden ayaklarıma doğru baktığımda gördüğüm manzara, kesintisiz, ışıl ışıl bir deniz manzarasıydı.
Şehrin tam göbeğinde, Piazza Tasso meydanında bıraktı bizi taksi. ( Merak edenler için söylüyorum, taksici bizim otelin taksisi olduğu için 50 Euro aldı☺) Renk renk cafe restoranları, çiçekli sokakları, 360 derece ilginç manzaraları, limon kokuları ile insanı normal ortamdan koparan, tatil havasına sokan bir büyüsü vardı Piazza Tasso' nun. Uçuş uçuş elbiseleri, parmak arası terlikleri ile telaşsızca ortalıklarda dolaşan insanları gördüğünüzde diyorsunuz ki ; İşte " Bir Akdeniz Masalı" daha başladı 😎
Meydandaki Fauno Bar ilk hedefimiz oldu zira karnımız açtı ve İtalyan mutfagında lezzet turuna çıkmanın tam zamanıydı. Ve orada yediğimiz raviolinin lezzeti, tatile ait unutulmayacaklar arasında yerini aldı👌 Meydanın diğer köşesindeki Ercolano Bar da, ilk limonçellomuzu tattığımız yer oldu🍹🍸
Yemekten sonra Sorrento' nun caddelerinde dolaştık. Gördüğümüz her kuyruğa merak edip dahil olduk. Eeee malum, bir yerde kuyruk varsa lezzete dair bir işaret de vardır. Girdiğimiz Primavera dordurmacısı kuyruğu da, bunun canlı ispatı oldu. Elimizde dondurmalarımız, damağımızda lezzetli bir serinlik birçok markayı bir arada gördüğümüz Corso İtalia caddesinde dolaşırken, mimari yapısının güzelliğine de hayran kaldık.
Sorrento' nun sokaklarından belli aralıklarla çan sesleri yükseliyordu. Şans bu ya, Duomo Katedrali' nde bir düğününe de şahit olduk. Kilisenin kapısında bekleyen topluluk, İtalyan şıklığının canlı bir göstergesiydi. Erkekler lacivert takım giymişti. ( Neden lacivert merak etmedim değil yani). Sanırım gelin & damat bekleniyordu. Benim de bu seromoniyi görmeden bir yere gitmeye niyetim yoktu. Çok geçmeden, alkışlar ve patlayan konfetiler arasında belirdi gelin ve damat 👫
Yemekten sonra Sorrento' nun caddelerinde dolaştık. Gördüğümüz her kuyruğa merak edip dahil olduk. Eeee malum, bir yerde kuyruk varsa lezzete dair bir işaret de vardır. Girdiğimiz Primavera dordurmacısı kuyruğu da, bunun canlı ispatı oldu. Elimizde dondurmalarımız, damağımızda lezzetli bir serinlik birçok markayı bir arada gördüğümüz Corso İtalia caddesinde dolaşırken, mimari yapısının güzelliğine de hayran kaldık.
Sorrento' nun sokaklarından belli aralıklarla çan sesleri yükseliyordu. Şans bu ya, Duomo Katedrali' nde bir düğününe de şahit olduk. Kilisenin kapısında bekleyen topluluk, İtalyan şıklığının canlı bir göstergesiydi. Erkekler lacivert takım giymişti. ( Neden lacivert merak etmedim değil yani). Sanırım gelin & damat bekleniyordu. Benim de bu seromoniyi görmeden bir yere gitmeye niyetim yoktu. Çok geçmeden, alkışlar ve patlayan konfetiler arasında belirdi gelin ve damat 👫
Günün bir kısmını da bundan sonra Amalfi Kıyılarında ziyaret edeceğimiz kasabalara ulaşımın en kolay nasıl sağlanacağına dair bilgileri edinerek geçirdik. Bu bilgiler gösteriyordu ki , tek bir yerde konaklayıp Amalfi kıyılarını turlamak istiyorsanız, mutlaka Sorrento' da kalmalısınız. Burası tam bir merkez konumunda. Tren istasyonunun hemen yanında durağı olan SİTA otobüsleri belli aralıklarla kalkıyor ve sizi Amalfi & Positano' ya götürüyordu. Bu arada İtalya da gördüğüm arabalar o kadar şirin, öyle renkli, öyle küçüktü ki, küçük bir çocuğun başını sıvazlar gibi kaputunu sıvazlamak geliyor insanın içinden :- )
Küçük, dar, süslü sokaklarında, hediyelik eşya mağazalarında gezindik. Limon şeklindeki limon kokulu sabunları sayesinde her yerde fresh kokular soluyarak dolaştık. Farklı bir atmosferi vardı buraların. Hiç kargaşa yoktu. Kimse, hiç bir şey için acele etmiyordu. Siparişi alan garson bile tatile çıkmış sahilde dolaşıyor gibiydi. Buradaki insanlara bir huzur, bir rehavet çökmüştü sanki.
Gelelim buraların en ilgimi çeken kısmına. Güney İtalya' da insanlar sabah 10:00 işe başlıyormuş, 13:30 -16:00 arası siesta zamanı ve 16:00- 18:00 tekrar çalışıp günü bitiriyorlarmış. Bu durumda rehavet çökmesi kadar doğal ne olabilir ki !
İlaveten; Buralarda yemekleri erkekler pişirirmiş. Gün boyu yemek muhabbeti yapar, birbirlerine yemek tarifi verirlermiş. Sabah kalkmayı ve yemek pişirmeyi sevmeyen bir insan olarak "tam benlik yermiş" diye geçirmedim dersem aklımdan yalan olur 😉
Ravioli
Çok yakında Positano' da buluşmak üzere;
Şimdilik hoşçakalın
Yazılarınızı sabırsızlıkla takip ediyoruz her defasında okumak insana gitmiş kadar bir rahatlık veriyor✌
YanıtlaSilBu güzel yorumlarınız benim için çok önemli :-)
YanıtlaSilÇok teşekkürler...